Şirket İçi İnovasyon Ekosistemi Oluşturmak ve Önemi

Şirket İçi İnovasyon Ekosistemi Oluşturmak ve Önemi
Mehmet Gökhan KARATOY

Şirket içinde çalışanlarla entegre yaşayabilen, sürekli etkileşim halinde olan, bilgi alan, bilgi veren, çevresi ile iş birliği halinde olan, verileri anlamlandırabilen, anlamlandırdığı verileri değer katan girdiler ile katma değer yaratan çıktılara dönüştürebilen inovatif faaliyetlerin tümü inovasyon ekosistemini oluşturur diyebiliriz. Bu faaliyetler şirketin gücünü artırarak, çağa ayak uydurmasını sağlar, rakiplerle mücadelede avantaj kazandırır ve aynı zamanda geleceğe hazırlayarak işletmenin sürdürülebilirliğini destekler.

İnovasyonu kurum kültürü haline getirmek ve şirket yapısına uygun bir ekosistem kurgulamak inovasyonun sürdürülebilirlik oranını artıracaktır. Kurumsal şirketler, kurumsal görünümlü şirketler, aile şirketleri, global şirketler gibi ayrıştırma yaptığımızda her şirketin kendine has özellikleri ve yönetim anlayışı vardır. Burada sistemin başarısını etkileyecek kritik olan konu dayatma bir sistem değil şirket yapısına en uygun olan çalışabilir bir sistem oluşturabilmektir. Başarılı olduğu konuşulan her çalışma, her şirkette aynı oranda başarılı sonuçlar vermeyebilir.

Profesyonel bir yaklaşım ile uyumlu inovasyon ekibi ekosistemin başarısında büyük rol oynayacaktır.

Ekosistem içinde stratejik faaliyetlerin planlanması, bütçelendirilmesi ve üst yönetimin desteği ile şirket stratejisine en uygun şekilde yürürlüğe konularak yönetilmesi gerekmektedir.
İnovasyon faaliyetlerinin, şirketin bilançosu, nakit akışı ve stratejisi ile uyumlu olması ekosistemin canlılığını ve esnekliğini artıracaktır. Bu sebeple şirket nakit akışını destekleyen inovatif faaliyetler ve bu yöndeki stratejik çalışmalar ekosistemin sürdürülebilirliği için önemlidir. İnovasyon ve ekosistem için ayıracağınız bütçe bu işi ne kadar ciddiye aldığınızı ve önem verdiğinizi de gösterir. Üst Yönetimin bu öngörüde olması, finansal desteği ile bu yönde profesyonel yaklaşım ve kararlılıkla aksiyon alması, beklenen olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.
Okumaya devam et

Mükemmel Sunumlar Yapmak İçin Tüyolar

Mükemmel Sunumlar Yapmak İçin Tüyolar
Yrd.Doç.Dr.Zeki Yüksekbilgili
Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen
www.zeki.yuksekbilgili.com

İş hayatımızda özellikle son dönemde sürekli sunumlar yapıyoruz. Fikirlerimizi iletebilmek, ikna edebilmek için yaptığımız sunumların sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. Bu kadar sunum yapılıyorken, ne yazık ki sunumlar ile ilgili istatistikler dikkat çekici;
• Dünyada her saniye 350 PowerPoint sunumunu yapılıyor.
• Sunumdan 10 dakika sonra dinleyiciler söylenenin sadece %50 ‘sini hatırlıyor.
• Bir sonraki gün bu oran %30’a düşüyor.
• Üç gün sonra sunumun sadece %10’u hatırlanıyor.
İşte bu yüzden, etkili ve mükemmel sunumlar yapmak zorundayız. Bu yazının geri kalanında, daha iyi sunumlar yapabilmek için tüyoları bulacaksınız. Okumaya devam et

Pazarı Anlayan Kazanır

Pazarı Anlayan Kazanır

Prof.Dr.İsmail Kaya

Tarih boyunca dünya siyaseti, pazarlar, pazar paylaşımları ve ticaret alanları üzerinde cereyan etti. İşletmecilerin yakından bildiği bu gerçeği, ülke yönetimine talip olanların da bilmesinde fayda var.

Medeniyetler su kenarlarında ticaretle gelişti. Kıtalar, keşifler, ürünler ve yenilikler yeni pazarlar ve pazarlarda yeni fırsat arayışları sonunda bulundu. Pazar savaşları gelecekte de tarihe damgasını vuracak.

Dünya, kimine çok büyük, kimine iğne ucu kadar küçük görünse de neticede bir pazaryeri. Dünya hayatı da bir ticaret zamanı. Doğumdan ölüme, ömürler hep almak-vermekle geçiyor. Hayat boyu alıyor, satıyoruz. Hepimiz bir şey alıyor, bir şey satıyoruz. Zamanında satmaz, vaktinde almaz isek; satılacakla alınacakları birbirine karıştırsak; verdiğimizden daha fazlasını alamazsak kaybediyoruz. Alıcı yokken satmaya, müşteriyi anlamadan etkilemeye kalkınca netice alamıyor, satamıyoruz. Hesabını bilmeyene, patavatsıza, densize, arsıza iyi gözle bakmıyoruz. Okumaya devam et

Başarılı Viral Marketing Çalışmaları İçin Ne Yapmalı?

Başarılı Viral Marketing Çalışmaları İçin Ne Yapmalı?

Yılmaz Altun

Allbusiness.com sitesinin editörlerinden Robyn Tippins, 12 Ekim’deki makalesinde markaların başarılı viral kampanyalarından bahsetmiş ve “başarılı viral videonun 10 temel kuralı”nı güzel özetlemiş. Benzer bir çalışmayı Kevin Nalty’s’ın blogunda da bulabilirsiniz.

1. Viral videonuzun markanızla illa direkt bağlantısı olması gerekmiyor.

2. Videonuzun tanıtımını yapmayın!

3. İlla tanıtım yapmanız isteniyorsa?

4. Olmadıysa zorlamayın

5. Başarılı viral videoları izleyin

6. Yorumları önemseyin

7. Yeni bir şey denemekten çekinmeyin

8. Önce öğrenci “Focus Group”unuzla videonuzu paylaşın, müşterinizle değil

9. Temiz olun (Markaya zarar verecek görüntüler, sesler, metinler kullanmayın.)

10. Nişleri önemseyin Okumaya devam et

WOMM’de Yayıcıların Motivatörleri

WOMM’de Yayıcıların Motivatörleri

Alper Akcan

Yayıcıların motivatörleri ile ilgili olmazsa olmaz 5 maddeyi şu şekilde sıralayabilirim:

1. Özel hissettirmeli: Yayıcının maddi motivasyondan kadar manevi motivasyona ihticayı olduğunu unutmayın. İnsanlar özel olduklarının hissedilmesini isterler. Siz markanız için onları yayıcı olarak seçtiyseniz, bunu kendilerini özel hissetmeleri için de kullanmalısınız. Örnek: Gmail yayılma prensibinde, ilk kayıt olanların 100 arkadaşlarına da hesap açtırma hakkı vermesi, o kişilerin kendilerini “teknolojik yenilikleri takip eden özel birisi” olma özelliğini de yanında getirmiştir.

2. Açık (transparan) olmalı: Vereceğiniz fayda çok açıkça belirtilmeli. Çok küçük yazılarla belirtilen yaptırımlar, birbirine bağlanmış kurallar, kişilerin farketmeden katılacağı ve daha sonra memnuniyetsizlik yaratacağı kurgular, ileride çok daha güçlü negatif-WOMM olarak markanıza geri dönecektir. Örnek: “Arkadaşını getir, 1 ay abonelik kazan! Ama arkadaşın giderse, bir yıllık abonelik bedelini senden alırım”

Okumaya devam et

Düşük Maliyetli Müşteriyi Elde Tutma Taktikleri

Düşük Maliyetli Müşteriyi Elde Tutma Taktikleri

Mevcut müşterilerinizi elde tutmak için, düşük maliyetli şu on stratejiyi uygulayabilirsiniz.

1) Her gün 30 dakikanızı, mevcut iki müşterinizle konuşarak geçirin. Ne istediklerini, neye ihtiyaç duyduklarını ve neyi sevdiklerini/sevmediklerini sorun. Aklınıza yatan fikirleri yaşama geçirin.

2) Şampiyon müşterilerinizi, yönetim kurulunuza katılmaya davet edin. Müşterileriniz, farklı görüşler sunacak ve onların yargılarına değer verdiğinizi anlayacaklardır.

3) Müşterilerinizin firmanızda kazandığı başarılara ilişkin gazete/dergi haberlerini onlara postalayın. İnsanlar, başarıları hakkında bilgilendirilmekten hoşlanırlar. Klasik bir fotoğraf çerçevesi, gönderinizi daha da anlamlı kılacaktır. Okumaya devam et

Ağızdan Ağıza Pazarlama Kampanyası Tasarlamak

Ağızdan Ağıza Pazarlama Kampanyası Tasarlamak

Asuman Bayrak

Kaynak: George Silverman, The Secrets of Word-of-Mouth Marketing

Ağızdan ağıza pazarlama, ürün ya da hizmetlerinizi pazarlamanın en etkili yoludur. Müşteriler, ürün ya da hizmetiniz hakkında olumlu şeyler söylediklerinde, ücretsiz, güvenilir ve odaklı pazarlama mesajı verirler. Sözcükler bir kez yayılmaya başladı mı, genellikle çok hızlı yayılır. Başka hiçbir pazarlama taktiği, tek pakette böylesine bir avantaj sunamaz.

Pek çok şirket, ağızdan ağıza pazarlamanın, iyi bir ürün sunmakla başladığını düşünerek yanılgıya düşer. Oysa, hep böyle olmaz. Ağızdan ağıza pazarlama, kendiliğinden olabileceği gibi, yapılandırılmış bir stratejiyle de ortaya çıkabilir.

Aşağıda, ağızdan ağıza pazarlama kampanyası oluşturmak için izleyebileceğiniz adımlar sunulmuştur:

Başlamadan Önce

Hiçbir şirket, kaliteli ürün ya da hizmet sunmuyorsa, başarılı bir ağızdan ağıza pazarlama kampanyası başlatamaz. Öyleyse, bu tür bir kampanya yapmayı düşünüyorsanız, kendinize “Ürün ya da hizmetim övülmeye değer mi?” diye sorun. Yanıtınız evetse, pazarlama stratejinizi oluşturmaya başlayabilirsiniz. Aksi takdirde, her şeye sil baştan başlamalısınız. Okumaya devam et

Halkla İlişkiler Gazetecileri Etkileme Sanatı Mı?

Halkla İlişkiler Gazetecileri Etkileme Sanatı Mı?

Salim Kadıbeşegil

Asla! Gazetecileri, kendiniz, hizmet verdiğiniz kuruluş veya bir müşterinizle ilgili olarak etkileyebilirsiniz. Bu doğru. Elinizdeki bilgi, O’nun kendi meslektaşları ile yaşadığı rekabet ortamında bir adım öne çıkmasını sağlayacak bir etkileşim sağlayabilir. Ama nereye kadar?

1900’lü yılların başında Ivy L. Lee isimli bir Amerikalı gazeteci ile başladığı söylenen günümüzdeki halkla ilişkiler mesleğinin kökeninde böyle bir görüntü olduğu bir gerçek. Çünkü o günlerde, gazetecilerin kurumlardan haber alma sıkıntıları vardı. Alsalar bile, bilgi güvenilmezdi. Bilgi kaynakları yetkisiz ve yetersiz kişilerdi.

Kendisi de bir gazeteci olan Ivy L. Lee bu boşluğu iyi gördü. Gazetelere, dergilere ve haber ajanslarına müşterinin haber bültenlerini gönderen bir büro fikri başlangıçta herkesi tatmin etti. Ama iş haberle sınırlı kalsaydı günümüze kadar da böyle gelirdi.

Oysa 1930’larda Edward Bernays’ın tanımladığı halkla ilişkiler Ivy. L. Lee’ in ofisinin ve çevresinin sınırlarını çoktan aşmıştı… `Kamuoyunun kristalleşmesi’ adlı yapıtında Bernays `ın tanımladığı iletişim disiplini, kendi içinde tutarlı, bilimsel araştırmaların verileri ışığında geliştirilmiş doğru konseptlerin,

doğru iletişim araçları ile istenen kişi ve guruplara yönlendirilmesini anlatır. Okumaya devam et