Hipnotik Dil Kalıpları

Hipnotik Dil Kalıpları
Fırat Bolazar

Kaynak: http://nlpakademisi.com/akademi/milton-model/hipnotik-dil-kaliplari/

Milton Model, ya da Hipnotik Dil Kalıpları, terapi ortamında trans oluşturmak ve danışana etkili önermelerde bulunmak amacıyla Milton Erickson’un kullandığı bazı anlatım yapılarını içerir. Aynı kalıplardan yararlanarak günlük dilde de farklı ortamlarda kullanılabilecek cümleler üretmek mümkündür.

Milton Model Meta Model’in zıttı olarak görülebilir. Cümle yapılarının bir kısmı da, Meta Model’de “tecrübeden kopuk hatalı dil kullanımı” olarak ele alınan ve sorgulanan cümlelerle aynıdır. Burada amaç, danışanın öznel tecrübesiyle çatışmayacak, detayları farklı tecrübelerle örtüşüp uyum sağlayacak kadar genel ifadeler kullanmak ve böylece danışanda direnç oluşturmayacak bir anlatım yapısını korumaktır.

Şimdi bu dil kalıplarına bir göz atalım.

Hipnotik Dil Kalıpları

1. Zihin Okuma [Mind Reading]: Bu bilgiye hangi süreçten geçilerek ulaşıldığı belirtilmeden bir kişinin duygu veya düşüncelerinin bilindiğinin öne sürülmesi

“Merak ettiğini biliyorum.”
Doğrusu “tahmin ediyorum” olmalıydı, ama “biliyorum” kelimesi daha güçlü bir etki yaratıyor.

2. Kaynağı Belirsiz Yargı İfadeleri [Lost Performative]: Kim tarafından ortaya atıldığı belirsiz yargı ifadeleri

“Merak etmek iyidir.”
Kişisel bir fikir genel kabul görmüş bir kural gibi ifade ediliyor.

3. Sebep-Sonuç [Cause & Effect]: Bir şeyin bir diğerine neden olduğunun ima edilmesi

“Her şeyin aslında sadece zihninde olduğu fark etmek olaylara çok daha farklı bir açıdan bakabilmeni sağlıyor.”
“Gözlerini kaparsan daha kolay gevşeyebilirsin.”

“Burada beni dinledikçe, kendini anlamaya başlayacaksın.”
Cümlenin ilk kısmı ikinci kısmı kaçınılmaz kılmıyor, ama önce doğru bir saptama yapılmış olması sonrasında yönlendirme yapılabilmesini sağlıyor. Okumaya devam et

Aynı Ürünü Rakibinden Daha Ucuza Alabilirim

Aynı Ürünü Rakibinden Daha Ucuza Alabilirim
Kayhan Yıldırım
Kaynak: http://www.muzakerebecerileri.com/blog/2016/4/22/ayn-rn-rakibinden-daha-ucuza-alabilirim

Dünya ekonomisi belki de tarihinin en ilginç dönemlerini yaşıyor. Arka arkaya yaşanan ekonomik krizler, alıcıların ellerinin daha sıkı olmasına ve daha sert indirim taleplerinde bulunmalarına yol açtı. Elleri güçlendi… Artık biliyorlar ki; pazar, alıcıların pazarı…

Zaman, alıcı ile satıcı arasındaki gücü, en azından dengelemek için çaba gösterme zamanı. Sert taktikler, blöfler, bel altı vuruşlar ve gereksiz masadan kalkışlar zamanı değil… Herkesin kazanabileceği, beraber oturup akıllıca konuşulduğunda, herkesin en iyi çıkarlarının sağlanabileceği satış müzakereleri yapmak mümkün.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar ve kişisel deneyimler bizlere, müzakere ve satış konularında bir kaç ortak noktaya, acilen çözüm bulmamız gerektiğini gösteriyor:

Giderek artan fiyat odağı (sürekli indirim talebi)
Giderek artan metalaştırma (zaten ürünler aynı)
Giderek artan sadece fiyat odaklı müzakereler

Bu üç soruna da, hızlıca çözüm bulmak ister misiniz?

Müşterilerden, şu cümleleri sık sık duyuyoruz;

Daha hızlısını buldum…
Daha ucuza alabilirim
Daha iyi bir teklif aldım
Şirket içinde hallediyoruz
Rakibiniz daha iyi
Müşteriler her zaman ürününüzü/hizmetinizi diğerleri ile karşılaştıracaklardır. Yani anlaşamazsak, farklı alternatiflere ulaşabileceklerini söylemektedirler. Onlara göre tüm ürünler/hizmetler aynıdır. Amaçları, ödün vermenizdir. Okumaya devam et

Pazarlama ve Satışçılar İçin Renklerin Sırrı

Pazarlama ve Satışçılar İçin Renklerin Sırrı
Emrah Altuntecim
www.satispsikolojisi.com

Bu yazımı okuduktan sonra hayatınızda bazı yenilikler yapma ihtiyacı duyabilirsiniz. Kiminiz gardırobunu güncellemek isteyebilir, kiminiz mevcut kıyafetlerinizin nasıl kombine edebileceğinizi düşünebilir, kiminiz sevdiklerinizi onore etmeyi planlarken kiminiz ise kendi algı dünyasını analiz etmek isteyebilir… Bazılarımız ise pazarlama ve satış konusunda inovatif adımlar atmak da isteyebilir, köklü bir yenilenmeye ihtiyaç duyabilir. Ancak herkesin ortak deneyimi belki de şu olacak; makaleyi tamamladığınızda eğitim ve seminerlerimden sonra katılımcıların duyduğu heyecanın bir benzerini sizde hissedeceksiniz. Renklerin diğer duyu organları ve uyaranlar ile etkileşimi gibi ilginç noktaları da keşfetmek isterseniz “Satış Psikolojisi” isimli kitabımızı edinmeniz isabetli olacaktır.

Evet… Renkler hakkındaki düşünce yolculuğumuza başlayabiliriz…
Tabiattaki renkler; manyetik dalga olan ışığın değişik dalga boylarında algılanır. Değişik ışık tonlarında açıklık-koyuluk farklılıkları algılanır. Örnek vermek gerekirse; mavi renk retinanın hemen önünde odaklanır, bunun sonucunda ise mavi renk uzaklaşıyormuş hissini uyandırır. Renk spektrumunun kırmızı ucunda yer alan renkler ise retinanın arka kısmında oluşur ve bu nedenle baktığınızda kırmızı rengin üzerinize doğru geldiğini hissederiz. Okumaya devam et