Reklamda Amaç Ve Hedef Kitle Belirleme

Reklamda Amaç Ve Hedef Kitle Belirleme

Dr. Serkan Akgün

İşletmeler kendi bünyesinde ya da herhangi bir ajans tarafından organize edilen  reklam faaliyetlerini yürüttüklerinde ilk olarak amaçlarını ve hedef kitlesini  belirlemek zorundadırlar. Reklamını vermek istediğimiz ürün, amacına uygun ve özellikle hedef kitlesine yönelik yapılması gereklidir. Reklamın genel amacı tüketicilere ürünümüzü ya da hizmetimizi olumlu bir eğilim yaratarak onların satın alma davranışını etkileyip satın almalarını  cesaretlendirmektir. Kısacası tüketiciyle  bir iletişim kurma aracıdır. Reklam, hedef kitlenin, reklamı yapılan ürün ya da hizmet hakkında  daha fazla bilgi sahibi olmasına yol açar ve bu yolla ürün ya da hizmetin farklılaşması  durumu ortaya çıkar. Böylece  tüketici reklam yoluyla algıladığı olumlu mesajları içindeki satın alma davranışına yöneltir ve satın alma arzusu ortaya çıkar. Bu durum reklamın ana amacıdır, bir başka deyişle reklam tüketicinin satın alma hissini  arttırmayı  amaçlayan en etkili iletişim aracıdır. Kısa vadede reklam tüketiciyi motive edip o ürün ya da hizmeti satın almaya ikna eder, uzun vadede ise tanıtım ve bilgi verme gücünü kullanarak o ürün ya da hizmetin ne kadar yararlı olduğunu göstererek sonraki dönemler için talep yaratmaya çalışır. Her farklı durumda da reklam, satış amacını taşıdığından ortak amaçlara sahiptir.  Kısaca reklam amaçlarını özetlersek: (Mustafa Duran, www.reklamarasi.net, Reklam Yaratıcıları Derneği, 20.05.2002)

Okumaya devam et

Nörö Pazarlamaya Dair…

NÖRO PAZARLAMAYA DAİR…

Prof. Dr. A. Ercan GEGEZ

Kaynak: https://www.ekonomidunya.com/yazarlar/prof-dr-a-ercan-gegez/noro-pazarlamaya-dair/2359/

Nöropazarlama günümüzde en meşhur konulardan biri. Nöro lafı herşeyin önüne gelir oldu. Nöropazarlama, nörofinans çok meşhur. En son nörogirişimcilik bile duydum.

Tez öğrencilerinin üzerime atandığı dönemlerde en az bir iki  tane öğrenci çıkıyor ve bana “ben nöropazarlama üzerine tez yazmak istiyorum diyor. Ben de vazgeçirmeye çalışıyorum. Neden derseniz konunun çekiciliği çok önemli. Bunu inkar edemem. Ama pek çok tez böyle başlıyor.
Süper bir konuyla. Şimdi düşünün “Türkiye’de İlk 500 İçinde Yer Alan Firmaların CEO’larının Pazarlama Anlayışı Algıları”.  Bu başlığı hiçbir akademik kaygı taşımadan öylesine uydurdum. Sadece  “İlk 500 İçinde Yer Alan Firmaların CEO’larının” ibaresine odaklanmanızı istiyorum.

Okumaya devam et

2017 Yılı Pazarlama Trendleri

2017 Yılı Pazarlama Trendleri
Dr.Zeki Yüksekbilgili

http://www.zeki.yuksekbilgili.com

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da pazarlama trendlerinin neler olacağını içeren bir yazı yazmak gerekti, zira çevremde birçok kişi bu soruyu daha şimdiden sormaya başladı bile…
2017 yılında pazarlamada aktif olarak konuşacağımız yeni trendleri sıralamaya başlamadan önce, Socialnomics’in yazarı Erik Qualman’ın 2017 yılı ile ilgili söylediklerini hatırlamakta yarar var;
• Dünya nüfusunun yarısından fazlası 30 yaşının altında.
• Milenyum neslinin %53’ü “koku duygunu mu, teknolojini mi (internet, cep telefonu, bilgisayar vb.) feda ederdin?” sorusuna “koku duygumu kaybetmeyi tercih ederdim” diye yanıt veriyor.
• 2016 yılı sonu itibari ile Satın alma kararlarının %93’ü sosyal medyadan etkileniyor.
• 2018 yılında mobildeki her şeyin 2/3 si video olacak.
• 2016 yılı itibari ile mobil cihazı olan insan sayısı, diş fırçası olan insan sayısından daha fazla.
• Artık her üç evlilikten biri onlineda başlıyor.
İşte böyle bir dünyada pazarlama trendlerinin dijital pazarlama ile ilgili olması da kaçınılmaz! Gelelim asıl konumuza; işte 2017 yılında etkin olacak pazarlama trendleri;
• Uzun zamandır tartışılan sosyal medyada olmak konusu artık tamamen sonuçlandı; pazarlama yapan hiçbir organizasyon için sosyal medyada olmak ya da olmamak diye bir seçenek yok. Bu günün dünyasında tek seçenek “sosyal medyada aktif olmak”. Okumaya devam et

Sosyal Medyada Müşterilerin Katılımının Marka Değeri Üzerine Etkisi Nasıldır?

Sosyal Medyada Müşterilerin Katılımının Marka Değeri Üzerine Etkisi Nasıldır?

Sezgin Koyun
https://www.sezginkoyun.com

İşletmelerde müşteri katılımı, müşteri sadakati ve marka eşitliği yaratmanın anahtarı olarak görülmektedir (Patterson ve diğerleri, 2006; Passikoff ve Schultz, 2007). Etkili bir pazarlama iletişimi, algılanan marka değeri, marka sadakati, marka birliği ve marka bilinirliğinin artmasında pazarlama stratejilerine yardımcı olacaktır. Oysa sosyal medyada “izlemek, paylaşmak ve yorum yapmak” marka bilincini ve aynı zamanda marka imajını yaratan faaliyetlerdir. Ayrıca, Schivinski ve Dabrowski (2015), sosyal medyada “firma tarafından yaratılmış” ve “kullanıcı tarafından oluşturulan” etkilerinin marka üzerindeki etkilerini göstermiştir. Buna göre, işletme tarafından üretilen bilgilerin yalnızca algı üzerinde etkisi vardır; bu arada, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik marka bilinirliği, marka sadakati ve algılanan marka kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir (Schivinski ve Dabrowski, 2015). Bu nedenle, müşteri katılımı marka sonuçları için gerçekten önemlidir.
Okumaya devam et

2016 Yılı Pazarlama Trendleri

2016 Yılı Pazarlama Trendleri
Zeki Yüksekbilgili

http://www.yuksekbilgili.com

Koca bir yılı yeniden geride bıraktık. 2015 yılı birçok açıdan hem Dünya hem de Türkiye için farklı bir yıl oldu. Gelenek olduğu üzere, bu sene de her sene yaptığım gibi yılın son ayında bir sonraki yıla damgasını vuracak olan pazarlama trendlerini bir araya getirdim. 2016 yılı ile ilgili pazarlama planlarınızı yaparken, yeni yılda gerçekleştireceğiniz pazarlama stratejilerinizi belirlerken bu trendleri göz önüne almanızda büyük fayda olacaktır.

1- İlişki pazarlaması daha da değerlenecek
Tüm pazarlamacılar artık müşterileri hakkında çok geniş bir bilgi setine sahip, dolayısıyla tarihte hiç olmadıkları kadar çok müşterilerini tanıyorlar. Müşterilerin bu kadar iyi tanınması ile kişiselleştirilmiş pazarlama uygulamaları daha da artacak, müşterileri daha uzun süre markaya bağlı tutacak ama gerçekten müşteri gözünde değerli uygulamaların sayısı 2016 yılında artacak. Kitlesel pazarlamanın belki de en hızlı düşüşünü 2016 yılında beraberce deneyimleyeceğiz.

2- Geçici pazarlama (ephemeral marketing) yaygınlaşacak
Geçici pazarlama (ephemeral marketing) saniyeler içerisinde oluşturulan ve yine saniyeler içerisinde yok olan pazarlama aktiviteleri anlamına geliyor. Yeni dünya düzeninde, herşeyin çok hızlı değiştiği bir dünyada son kullanma tarihi olmayan bir pazarlama aktivitesi olamaz. İşte geçici pazarlamanın mantığı da tam olarak bu mantık üzerine kurulmuş durumda. Artık uzun vadeli, izler bırakan pazarlama aktiviteleri değil, çok kısa süreli, anlık ve iz bırakmayan pazarlama aktiviteleri daha da yaygınlaşacak (Bu konuda en yaygın uygulama hala Snapchat).

Okumaya devam et

E-Posta ile Pazarlamada Yeni Gelişmeler

eeeE-Posta ile Pazarlamada Yeni Gelişmeler
Zeki Yüksekbilgili

Bu günün pazarlama dünyasında en sık kullanılan mecralardan biri elektronik postalardır. Hem hızlı, hem etkili hem de ekonomik olmalarından dolayı hemen hemen tüm sektörlerde aktif olarak kullanılmaktadırlar.

Radicati Group tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2014 yılında Dünya’da kullanılan eposta hesabı sayısı 4.116 milyondur. Bu hesaplar, 2.504 tekil kullanıcı tarafından kullanılmaktadır. Aynı araştırmaya göre Dünyamızın günlük eposta trafiği 196,3 milyar adettir. Burada bizim için önemli olan konu ise, bu mesajların 108.7 milyarının (toplam eposta trafiğinin % 55’inin) iş ile ilgili mesajları olduğudur.

Bu kadar yaygın kullanılan bir mecranın, tüm pazarlamalar tarafından kullanımı gittikçe artmaktadır. Marketing Cloud tarafından yapılan bir araştırma, pazarlamacıların %73’ünün eposta ile pazarlamayı en temel pazarlama kanalı olarak gördüklerini ortaya koymuştur.

Son dönemde yapılan birçok farklı araştırma ise eposta kampanyalarında açılma (okunma) oranlarının ortalama %20, bağlantıya tıklama (yönlendirme) oranlarının ise ortalama % 5 olduğunu ortaya koymuştur.

Tüm bu istatistikler göz önüne alındığında, eposta ile pazarlamanın pazarlamacıların baş tacı olması kaçınılmazdır. Tam da bu noktada, ülkemizde 1 Mayıs’ta yürürlüğe giren “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” ile epostaların pazarlama amaçlı kullanımı konusunda önemli düzenlemeler yapılmıştır. Son dönemde bu konuda ortaya çıkan birçok soruyu aşağıda sizler için yanıtlamaya çalıştım; Okumaya devam et

Reklamın Gücü

REKLAMIN GÜCÜ
Onur YANIK

GÜÇ BENDE ARTIK!
-Reklamın Gücü Üzerine-
“Eğer hayata yeniden başlama imkanı olsaydı, reklamcılığı bütün diğer işlere tereddütsüz tercih ederdim” diyen Amerika eski başkanlarından Franklin Roosevelt bir döneme damgasını vurmuş bu sözüyle gerçekte neyi vurgulamak istemişti? Dünyanın en güçlü insanı olarak adlandırılan Amerika başkanı, neden reklamcılığı sahip olduğu özel konum ile değişmek istedi?
Acaba bunun sebebi, temel olarak ‘Bilgilendirme’, ‘Hatırlatma’, ‘İkna etme’, ‘Değer katma’ ve ‘Örgütün diğer amaçlarına yardımcı olma’ fonksiyonları taşıyan reklamların, giderek insanların hayatlarını yönetme ve yönlendirme gücü kazanmış olması olabilir mi?
Yaklaşık yüz sene önce söylediği “Reklamlar git gide, yaşamları yönetir hale gelmektedir.” sözüyle Sir Winston Churchill, diğer insanların göremedikleri neleri görebilmişti?
Bir hikaye vardır, reklamcılar iyi bilirler. Dünyaca ünlü petrol şirketi Shell’in Amerikalı yöneticileri Vatikan’da Papa ile yalnız görüşmek istemişler. Dışardakiler merakla odadan gelen sesleri dinliyorlarmış. “Kabul ederseniz bir milyar dolar veririz”. Papa, “Hayır kabul edemem” diyormuş. Yöneticiler ısrarla teklif bedelini arttırıyorlarmış. 2 milyar dolar…5 milyar dolar…..10 milyar dolar…..Papa yine de, “İmkansız, olamaz” diye diretiyormuş. Kapıda tartışmayı dinleyen kardinaller dayanamayarak odaya girip Papa’ya “Bu paraya ihtiyacımız var, niçin kabul etmiyorsunuz?” dediklerinde Papa’nın cevabı: “Amerikalı dostlarımız, bütün kiliselerde okunan dualardan sonra papazlarımızın (Amin) yerine (Shell) demelerini öneriyorlar. Nasıl kabul ederim” olmuş. Okumaya devam et

Pazarlamada Frekans Yöntemi

 

Pazarlamada Frekans Yöntemi

Jay Conrad Levinson

Potansiyel müşterilerinizin ilanınıza her baktıklarında ne düşündüklerini ne kadar anlayabildiğinizi görmek için bir gerçeklik testi yapın.

Bir küçük işletme sahibi, yerel gazetede bir yıl boyunca haftada bir kez yayımlanacak bir ilan için zorlu bir mücadele verir ve sonunda bir sözleşme imzalar. Beş hafta sonra, sonuçlardan hiç memnuz kalmaz ve sözleşmesini iptal eder.

Beş haftada beş ilan, pazarlama açısından yüksek frekans gibi görünebilir. Okurun ilanla beş kez karşılaşması, bir miktar kıpırdanma yaratabilir. Ne var ki, satın alımla sonuçlanacak derecede istek yaratma konusunda yetersizdir. Satışın gerçekleşmesini sağlayacak frekansın ne olması gerektiğini net olarak anlamak için, potansiyel müşterilerinizin her karşılaşmada neler düşündüklerini bilmelisiniz.

Aşağıda, ilanınıza bakan bir kişinin ne düşündüğü sıralanmıştır: Okumaya devam et

Cinsellik ve Reklam

Cinsellik ve Reklam

Ateş Evren Aydınel

Seks satar, çünkü dikkat çeker.

Evet, tüm yazının basit özeti ve sonucu bu diyebilirim. Filmin sonunu söyleyen insanları sevmediğinizi biliyorum ama bir filmi sadece sonu için seyretmediğinizi de biliyorum. Şimdi isterseniz biraz detaya girelim.

Tarihçe

Cinselliğin ve cinselliği çağrıştıran unsurların reklamlarda kullanılması oldukça eskilere dayanır. 1800‘lü yıllarda erkekleri cezbetmek için bazı reklamlarda kadın vücudu çizimleri kullanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı arasındaki dönemde biraz daha yaygınlaşan cinsel objeler daha çok fotogerçekçi olarak çizilen kadın figürlerinden (Pin-Ups) oluşmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde ise cinselliğin reklamlarda kullanılması hızla yaygınlaşmıştır. Özellikle bu dönemde yayın hayatına başlayan Playboy dergisi ve ardından gelen Hippi kültürü de cinselliğin kullanımının daha kabul edilebilir bir hal almasını sağlamıştır ve bu yaygınlaşmaya önayak olmuştur. 1980 ve sonrası dönemde cinselliğin reklamlarda kullanımında aşırılığa kaçılmamak kaydıyla nitelik ve niceliğinde belirgin bir artış olmuştur. Okumaya devam et

Küçük İtiraflar, Büyük Satışlar

Küçük İtiraflar, Büyük Satışlar

Yarım yüzyıl önce mini minnacık bir Alman otomobili, devasa arabaların egemen olduğu Amerikan pazarına girmeye karar verdi. DDB reklam ajansının, bugün reklamcılık tarihine geçmiş olan bir kampanyası sayesinde Volkswagen Beetle kısa sürede aranan bir statü sembolüne dönüştü. Reklamlar markanın hangi özelliğini öne çıkardı dersiniz? Ucuzluğunu mu? Yakıt tasarrufunu mu? Park etme kolaylığını mı? Hiç biri… Reklamcılar dikkatleri Volkswagen’in estetikten uzak tasarımına çekmeyi tercih ettiler. Sloganlar reklamcılık geleneğini altüst edecek nitelikteydi: “Limon”, “Küçük Düşünün”, “Evinizi Büyük Gösterir”, “Bir VW’ınız varsa eksiğiniz çok”,“Çirkin mi çirkin” ve “Sonsuza kadar çirkin kalacak”. Okumaya devam et