Gelecek Peşimizde

Gelecek Peşimizde
Eren Gökyer

Slogan olarak baktığınızda kabul etmek gerekir, dikkat çekici bir slogan. 18 Kasım’da İstanbul’da Akçansa’nın organize ettiği Pazarlama Zirvesi’ne katıldım. Zirve konuşmacılarından Ufuk Tarhan’ın paylaştığı bir slogan. Günümüz iş ve özel yaşantısına baktığımızda içinde bulunduğumuz durumu ifade etmesi açısından önemli bir slogan.  Peki bu iyi bir şey mi? Böyle bir soruya herkesin farklı cevap vereceğini düşünüyorum. Haydi gelin konuya tersten yaklaşalım. Gelecek , geçmiş, rakipler, korkularımız, alacaklılarımız, daha fazla satış isteyen patronlar v.b örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Herşey peşimizde. Ve bizlerin sürekli koşması gerekiyor. Çünkü sistem bunu istiyor. Çünkü peşimizdeler! Okumaya devam et

Mağaza Atmosferi Yaratmak

Mağaza Atmosferi Yaratmak
Gülbeniz Akduman

Bir mağazada iyi bir atmosfer oluşturmak sadece görsel tasarım, ışık, renk, müzik vb. unsurlarla sağlanmaz. Aynı zamanda mağaza personelinin fiziksel görünümü satın alma atmosferine önemli katkılarda bulunur. Çalışanların ilk temas ettiği kişiler olan mağaza çalışanlarının dış görünüşü müşteriler üzerindeki ilk izlenimi oluşturur ve aynı zamanda satışın tüm aşamalarını destekler.
Mağaza personeli, satışına yardımcı olduğu ürünle uyum içinde olmalı, sattığı ürüne inanmalıdır. Buna “ürünle özdeşim” denilmektedir. Bunu sağlamanın yolu ise, mağazanın ortamı ve satılan ürünlerle uyumlu giysiler giymekten geçer. Çalışanlar, mağaza atmosferini güçlendirecek tarzda giyinmelidirler.
Örneklerle konuyu pekiştirirsek;
• Blue jean veya spor ürünler satılan bir mağazada çalışanların spor kıyafetler giymesi yerinde bir tercihtir. Örnek olarak; GAP, Bershka, Mavi Jeans verilebilir.
• Modaya bağlı değişen ve klasik ürünlerin de satıldığı bir mağazada çalışanların takım elbise veya siyah pantolon giymesi uygun olacaktır. Örnek olarak; Zara, Koton verilebilir.
• Süpermarket ve hipermarket gibi gıdaya dayalı perakendecilerde ise, temizliği simgelemesi açışından personelin açık renk kıyafetler giymesi tercih edilmelidir.
• Özellikle müşteri yoğunluğunun fazla olduğu mağazalarda çoğu zaman müşteri ile personel karıştırılabilmekte, bu da müşteride yanılmalara sebebiyet vermektedir. Personelin tek tip giyinmesi bu karışıklığı önlemektedir. Tek tip kıyafet, aynı zamanda mağaza ciddiyetini yansıtması açışından da önemlidir. Örnek olarak; Marks&Spencer, LC Waikiki, Mango verilebilir.
Peki Mağaza Çalışanları Nasıl Giyinmeli? Okumaya devam et

Eğitim Oyunları 2 Raflarda Yerini Aldı

Gülbeniz Akduman ve Zeki Yüksekbilgili tarafından hazırlanan Eğitim Oyunları kitabının ikincisi Hayat Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu.egitimoyunlari2-190x300

Gülbeniz Akduman ve Zeki Yüksekbilgili tarafından hazırlanan Eğitim Oyunları kitabının ikincisi Hayat Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu. Kitapta; oyunların amaçları, uygulama alanları, süresi, tavsiye edilen kişi sayısı ve gerekli malzemelerle birlikte nasıl oynandığına yer verildi.

Eğitim Oyunları 2, 14 yıl kişisel gelişim konularında farklı sektörlerde eğitim veren Gülbeniz Akduman ve bu güne kadar 15 binden fazla kişiye eğitim vermiş Zeki Yüksekbilgili’nin birikimlerinden oluşuyor. Ocak ayının üçüncü haftası raflara çıkan Eğitim Oyunları 2, eğitimlerini daha verimli hale getirmek isteyen, yeni oyunlar arayan eğitmenler için başucu kitabı olmayı hedefliyor. Eğitim Oyunları 2, katılımcıların hoş vakit geçirmelerini ve aktif katılımı sağlamaları için temalara ayrılmış 70 yeni eğitsel oyun içeriyor.

Kitabı indirimli almak için tıklayın.

 

2015 Yılı Pazarlama Trendleri

2015 Yılı Pazarlama Trendleri

Zeki Yüksekbilgili

2014 yılını geride bıraktık. Özellikle sayısal pazarlamanın etkinliğinin belki de hiç olmadığı kadar yükseldiği bir yıl tamamlandı. 2014 yılından aldığımız dersler bize 2015 yılında pazarlamaya yön verecek pazarlama trendlerin neler olacağı konusunda ciddi ipuçları verdi.

İşte yeni yıla damgasını vuracak olan pazarlama trendleri;

İçerikle Pazarlama (Content Marketing) Daha Fazla Önemli Olacak:

İçerikle Pazarlama, sosyal medya sürecinin önemli bir parçası olup, markaların pazarlama sürecinde önem kazanan yeni nesil dijital iletişim ve pazarlama süreci olarak tanımlanabilir. İçerikle pazarlama, markaların yazı, ses, görüntü (fotoğraf/video), grafik, infografik ile hazırlanmış içeriklerin hedef kitlelerin dikkatini çekerek ve bu içeriklerle onlarla bağ kurmalarını sağlamayı hedefleyen yeni nesil pazarlamadır. Dolayısıyla daha çok işletme, kendisini tanıtmak için yüksek kalitede ve müşterinin bilmek istediği içeriği sunmak için daha fazla çalışacak. İçerikle pazarlamanın ne kadar değerli olduğunu gösteren bir istatistiği sizlerle paylaşmak isterim; kurumsal (B2B) satış yapan ve blogları olan işletmeler, olmayanlara göre internet üzerinden ayda %67 daha fazla satış teklifi alıyorlar.

 
Çevrimiçi (online) ve Çevrimdışı (offline) Medyalar Daha Fazla Entegre Olacak:

Bu güne kadar birçok işletme, pazarlama stratejilerini belirlerken çevrimiçi ve çevrimdışını ayrı ayrı planlar, ayrı ayrı uygulardı, hatta birçok işletme bu iki kanal için ayrı ayrı ajanslarla bile çalışmayı tercih etmişti. Artık durum çok ama çok hızlı bir şekilde değişti; artık çevrimiçi ve çevrimdışı birbirine çok daha entegre, hatta neredeyse birbirinden ayrılamaz hale gelmiş durumda. Kampanyalar kimi zaman billboardlarda başlayıp, çevrimiçi mağazalarda tamamlanıyor, bazen de mikro lokasyon teknolojileri sayesinde belirlenmiş alanlarda anında geliştirilen mobil kampanyalar ile mağazalara müşteri akını sağlanabiliyor. 2015 yılında bu tür medyaların daha da fazla alternatiflerinin olduğunu ve hiç olmadığı kadar birbiri ile entegre olacağını artık biliyoruz. Hele bir de giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması ile çevrimiçi ve çevrimdışı medyalarda sınır tamamen ortadan kalkacak!

Okumaya devam et

Yarınlar Zamanını Yönetenlerindir

Yarınlar Zamanını Yönetenlerindir

Eren Gökyer

Zaman olarak ifade ettiğimiz kavram, bu dünyada yaşayan tüm insanların eşit olarak sahip olduğu belki de tek zenginliktir. Bugün Microsoft’un sahibi Bill Gates’in de, Afyon’da tatlılarıyla meşhur Hidayet amcanın da 24 saati vardır. Mahallemizde ki Nimet teyzede 24 saate sahiptir, ülkemizi yöneten Başbakan Ahmet Davutoğlu’da 24 saate sahiptir. Soru şu; herkesin eşit olarak sahip olduğu bu zenginliği nasıl kullanıyor ve tüketiyoruz?
2013 yılında ülkemizde bir araştırma yapılmış ve ilk yaşlılık haritası hazırlanmıştır. İnsanların ortalama yaşama sürelerinin tespit edildiği araştırma Akdeniz Üniversitesi Yaşlılık Bilimi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan tarafından hazırlanmıştır. Bakınız ülkemizde ortalama yaşama süresi erkeklerde 72, kadınlarda ise 76 çıkmıştır. Gelin dostlar bizde kadın erkek ayrımı yapmadan bu iki rakamın ortalamasını alalım ve ortalama bu dünyada yaşama süresimizin 74 yıl (o kadar şanslıysak) olduğunu düşünelim. Basit bir hesap yaptığımızda normal şartlar altında 24 saatimizin 8 saatini uyuyarak geçiriyoruz, geriye kalan zamanın da 8 saatini de çalışarak geçiriyoruz, etti mi size 16 saat. Bakıldığında kendimize ait kalan sürenin 8 saat olduğunu görüyoruz. Bu kalan 8 saatlik sürede de ne yaptığımızı bilmediğimizden dolayı da bize verilen ömrü heba edip, bu dünyadan ayrılıyoruz. Dünya’nın yaşının bugün yaşının 4,54 milyar yıl olduğunu düşündüğümüz de insanoğlu olarakta dünya da bulunma süremizin çok uzun bir süre olmadığını idrak etmek zor olmasa gerek.
Zaman mı bizi yönetiyor; yoksa biz mi zamanı? Okumaya devam et