Dikkat Edilmesi Gereken Pazarlama Stratejileri
Dikkat Edilmesi Gereken Pazarlama Stratejileri / Dr.Zeki Yüksekbilgili
Bu yazımda 2023 yılında tanıtım çalışması yapmak isteyen işletmeler için kısa kısa stratejilere yer verdim. Özellikle yeni trendlerin pazarlama profesyonellerinin karar araçlarını çok ama çok fazla etkilediği bir dönem içerisinde, sınırlı kaynaklar ile etki yaratmak isteyen tüm işletmelerin bu stratejilere dikkat etmesi gerekiyor.
İlham Verici Olun
Müşterilerimiz tıpkı bizler gibi gün içerisinde binlerce mesaja maruz kalıyorlar. Üstelik mesajlar genelde birbirinin aynısı ve bu mesajların hiçbiri hareke geçirmiyor. Bizi özellikle etkileyen şeyler, ilham verici hikayeler; ilham veren insanlar, ilham veren olaylar… Aynı şekilde bizim dikkatimizi çekmeyi başaran markalar da ancak ilham veren markalar olabilir. “Markanızın ilham verici bir amacı var mı?” sorusuna eğer gerçekten anlamlı bir cevap veremiyorsanız emin olun müşterinizin de dikkatini çekemeyeceksiniz. En kısa sürede bu amacı belirleyin ve tüm kanallarınızda bu amacı paylaşın.
Okumaya devam et Pazarlama Yöneticileri Üzerine
Pazarlama Yöneticileri Üzerine / Prof. Dr. A. Ercan GEGEZ
Üniversitede araştırma görevlisi olduğumda “hangi alanda çalışıyorsun?” diye sorduklarında pazarlama dediğim zaman bazı insanların suratındaki o hayal kırıklığı ifadesini hep hatırladım. Bu öyle içime işlemiş ki, bazen alakasız kişilerin surat ifadelerini “hangi alanda çalışıyorsun sorusuna pazarlama cevabı almış kişi ifadesi” olarak tanımladığım da olmuştur.
Zaman içinde pazarlamanın önemi benim asistanlık yıllarıma kıyasla daha fazla anlaşılmaya başladı.
Şimdi durum bu kadar kötü değil. Ağzı iyi laf yaptığı için pazarlama yüksek lisansı yapmak istediğini söyleyenleri bir kenara koyarsak, genelde pazarlama yöneticileri geçmişe kıyasla daha stratejik bir konum işgal ediyorlar. Ama gelinen noktada da ileriye dönük bir değişim şart gibi.
2023 Yılında Pazarlama
2023 Yılında Pazarlama – Dr.Zeki Yüksekbilgili
2023 yılı çok hızlı bir şekilde geldi. 2022 yılında hem Dünya’da hem de Türkiye’de ekonomik anlamda büyük bir sıkışıklık yaşandı. Yeni yılda da özellikle enflasyon baskısı tüm işletmeleri zorlamaya devam edecek. Bu yıl, pazarlama alanında başarılı olmak isteyen işletmeler özellikle devam eden önemli pazarlama trendlerini takip etmek zorundalar. İşte bu trendleri sizler için özetlemeye çalıştım;
Okumaya devam etKabile Pazarlaması
Kabile Pazarlaması – Dr.Zeki Yüksekbilgili
Pazarlamadaki en temel problem, pazarlamanın en ilkel halinden bu gün deneyim tasarladığımız, yapay zeka kullandığımız gelişkin evresine doğru ilerlerken, aslında hemen hemen hiç değişmedi; müşteriyi doğru tanımlamak. Bu bağlamda özellikle son yüzyılın yarısını pazarlama profesyonelleri ve akademisyenler pazar bölümleme (segmentasyon) ile ilgilenerek müşteriyi tanımlayıp, müşterilerini doğru şekilde sınıflamaya harcadılar.
En basit hali ile pazar bölümleme, markaların ilgili olduğu pazarı bölümlere ayırarak, seçilen küçük pazara yönelik strateji oluşturmayı hedefleyen yöntem olarak tanımlanabilir. Kavramsal olarak pazar bölümlendirme stratejisi, tüm pazarın farklı parçalarına farklı pazarlama programlarının uygulanması ve geliştirilmesini kapsar[1]. Dolayısıyla pazar bölümlendirme, pazardaki farklı grupların tanımlanmasını, onların isteklerinin belirlenmesini ve buna göre farklı ürün ve pazarlama programlarının geliştirilmesini gerektirir[2].
Okumaya devam etYapay Zeka ve Pazarlama
Yapay Zeka ve Pazarlama – Prof. Dr. A. Ercan GEGEZ
Teknolojiye çok meraklıyım. Bizim evde koskoca iki dolap eski cihazlara ait veya değişik cihazları birbirine bağlayacak kablolarla dolu. Satın aldığım elektronik cihazlar içinde en ilginç olanlardan biri de Amazon Echo Show. Amazon Echo aletin resmi adı.
Gayri resmi adı Alexa. Bir çoğunuzun bildiği gibi bu alete komut verirken önce Alexa demeniz gerekiyor. Ancak o zaman alet sizden bir komut geleceğini anlıyor. Sürekli Alexa dediğimiz için 16 aylık kızıma bile “Alexa nerede” dediğimde Amazon Echo’yu gösteriyor.
Yapay zeka temelli asistanlar dediğimiz Alexa ve Google asistan gibi cihazlar ve benzerleri hayatımıza girmiş durumda. Harvard Business Review dergisinde 2018 yılında yayınlanan ve birazdan benim de daha ayrıntılı açıklayacağım konulara değinen bir yazıda Amazon Alexa’nın 2020 yılında 50 milyon satacağı tahminleri yapılırken, gerçek rakam 100 milyondan fazlaya ulaştı.
Bir de bu yapay zeka temelli asistanlarla etkileşimli çalışan binlerce cihazı düşündüğünüzde, hayatımızın artık eskisi gibi olmayacağı çok açık.
Peki işler pazarlama açısından nasıl farklılık gösterecek? Pazarlama profesörü olmama ragmen, biliyorum ki bazen satin alma esnasında mantığımla değil, duygularımla hareket ediyorum. Yıllar önce, çok okuduğum için hızlı okumam lazım ve bir hızlı okuma kursuna gitmeliyim derken vakitsizlikten gidemediğim bu kurs yerine tesadüfen gördüğüm, aslında pek de bir işe yarayacağını düşünmediğim bir hızlı okuma kitabı satın aldım.
Pazarlama ve Metaverse
Pazarlama ve Metaverse – Dr. Zeki Yüksekbilgili
Son dönemde belki de en çok duyduğumuz kelimelerden biri metaverse oldu. Türkçesi ile öte evren. Metaverse, geleneksel kişisel bilgisayarların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla kalıcı çevrimiçi 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, internetin varsayımsal bir yinelemesi olarak tanımlanabilir. Daha da geniş bir tanım ile metaverse kullanıcıların sanal profillerle temsil edildiği bir sanal alanı içerir. Bu sanal dünyalar, kullanıcı kararlarına ve alan içindeki etkileşimlere dayalı olarak gelişmeye ve büyümeye sürekli olarak devam eder. Bu evren, yeni alanların ve katılımcıların katılımıyla sürekli büyüyebilir. Meta(Eski adı Facebook)’nın kurucusu Marc Zuckerberg metaverse’i “sadece bakmakla kalmayıp deneyimin içinde olduğunuz somutlaştırılmış bir internet” olarak tanımlıyor.
Her ne kadar bu kelime hayatımıza yeni girmiş olsa da, aslında çok yeni değil, kavramı ilk kez Neal Stephenson 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash’de ortaya atmış, bu romanda metaverse kavramı kurgusal bir dünyayı nitelemiştir. Romanda gerçek insanların avatarlarının bulunduğu üç boyutlu sanal bir dünyaya Metaverse ismi veriliyordu. Nitekim metaverse kavramı, ortaya atıldığı ilk dönemlerde aşırı abartılı ve spekülatif bir gelecek perspektifi olmakla eleştirilmiştir.
Metaverse kavramının bu kadar popüler olması ve aslında hayatımızda bu kadar hızlı kabul görmesinin temelinde yatan olgu eş zamanlılık; yani sanal ve gerçek evrenler arasında bir ayrım olmaması, kullanıcıların gerçek evrende yer alırken aynı anda avatarı sayesinde sanal evren içerisinde yer alma şansına sahip olmaları… Bir kullanıcı istediği anda dünyanın herhangi bir yerindeki konsere gidebilir, istediği kişilerle sosyalleşebilir.
Pazarlama Kaç Sıfır?
Pazarlama Kaç Sıfır? – Prof. Dr. A. Ercan Gegez
Yazılımların sürümleri değiştikçe kullanılan numaralandırma hayatımızın içine girdi. Neredeyse her gün bilgisayarım belirli programları güncelliyor.
Yazılımsal güncelleme bu kadar hızlıyken, bizlerin kendimizi güncelleme hızı nasıl diye merak edemeden duramıyor insan. Bazen herhangi bir elektronik aleti kullanmayı sizden daha yaşlı insanlara öğretmeye kalktığınızda “neden anlamıyor” hissine kapılırsınız ya, galiba giderek daha hızlı bir şekilde bizler aynı duruma düşeceğiz.
Endüstri 4.0 hayatımızı son derece değiştirdi. Endüstri 4.0 kendi başına irdelenebileceği gibi pazarlama tarafına etkileriyle de değerlendirilmesi gereken bir konu. Ben bu yazımda sizlere pazarlama 5.0’ı anlatacağım.
Okumaya devam et2022 Yılında Pazarlama Aktiviteleri
2022 Yılında Pazarlama Aktiviteleri – Dr. Öğretim Üyesi Zeki Yüksekbilgili
Pandemi ile birlikte, özellikle pazarlama süreçleri ve araçlı önemli değişimlere uğradı. Yeni dönemde her ne kadar yeni varyantlar sebebiyle tehlike devam etse de, aşılanan insanların yaygınlaşması ve değişen alışkanlıklarımız sebebiyle artık kapanmaların olmayacağını öngörmek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla bu yazımda sizlerle yeni dönemde bütün pazarlamacılar, nasıl aktiviteler yapacaklar neler için bütçe ayırıyorlar konularını paylaşacağım.
Hibrit Etkinlikler: Pazarlama ekipleri için müşterileri (hatta tüm paydaşları) ile bir araya geldikleri etkinlikler hayati öneme sahiptir. Bu etkinlikler (seminerler, festivaller, ürün lansmanları gibi) ile hem mevcut hem de potansiyel müşterileri ile iletişim kurar, marka farkındalıklarını arttırmayı başarırlar. Pandemi döneminde gerek kapanmalar gerekse bulaş endişeleri ile tamamen iptal edilen ya da sadece çevrimiçi olarak gerçekleşen etkinlikler yeni dönemde hibrit olarak gerçekleştirilecekler. Yani 2022 için bu hibrit etkinliklerin yeni normalin bir parçası olacağını söyleyebiliriz. Birçok etkinlik, katılımcılarına hem fiziksel olarak etkinliğe dahil olma hem de istenilen yerden sanal olarak katılma seçeneği ile sunulacaktır.
Okumaya devam etAbonelik Ekonomisi
Abonelik Ekonomisi – Dr. Zeki Yüksekbilgili
Çok uzun zamandır, pazarlama ve pazarlamacılar insanın en temel dürtüsünü temel alarak sistemler geliştirdiler; sahip olmak. Fakat yeni dünyada belki de insan ile ilgili en temel değişim tam da burada yaşandı; yeni dünyadaki tüketici sahip olmak yerine kullanmayı tercih ediyor!
Bu temel model, çok hızlı bir şekilde tüm dünyada benimsendi; yeni müşteriler arabaya sahip olmak yerine, arabayı sürüp istediği yere gitmek, bir müzik albümünü almak yerine istediği zaman albümün içindeki parçayı dinlemek, yazlık almak yerine istediği bir tatil belgesinde bir başka kişinin evini bir süreliğine kullanmak istiyor[1]. Günümüzün tüketicileri bakımın güçlükleri yerine erişimin avantajlarını tercih ediyorlar. Üstelik abonelik ekonomisinde sınır yok; konaklama (AirBnB), ulaşım (Uber), araç kiralama (Yoyo), giyim (Stitch Fix), abiye giyim (Rent the Runway), tıraş bıçakları (Dollar Shave Club), makyaj ürünleri (Birchbox), yemek (Blue Apron), sesli kitap (Audible), televizyon (Vestel)*, servis taşımacılığı (Volt Lines), kullanım alanı (Kollektif House), teknoloji ürünleri (Grover), film (Turkcell TV+), Bulut depolama (Dropbox)… Tüm bunlar abonelik ekonomisini iş modellerine uygulamış ve başarılı olan şirketlerden bazıları. Kısaca, dünya ürünlerden hizmetlere geçiyor.
İşte bu yüzden birçok işletme köklü bir değişim geçirerek ürün şirketi olmak yerine bir hizmet şirketi olmak yolunda önemli adımlar atmaya başladı. Aslında abonelik ekonomisinin iş modeli çok basit, odak noktası, bireysel işlemleri yerine getirmenin, müşterilerin aylık olarak abone olduğu sürekli hizmet sunumuna geçtiği bir hizmet modelidir[2].Yani aslında paylaşım ekonomisine adını veren paylaşım servisi kaynakların kişilerle paylaşılması, sistemin ve kişilerin ise bu yapıdan kazanç elde etmesini sağlayan bir kazan-kazan ilişkisi çıkarıyor[3].
Okumaya devam et